POPÜLER YAZILAR
EN SON YAZILAR
EN SON HABERLER
CHECK UP RANDEVUSU AL

SAĞLIK REHBERİ

Nükleer Tıp alanında kullanılan başta PET/CT olmak üzere tıbbi görüntüleme yöntemleri kanser tanısında ve takibinde oldukça önemli ve vazgeçilmez konuma gelmiştir. Görüntüleme kadar, genellikle diğer tedavi seçeneklerine ek olarak uygulanan radyonüklid tedaviler de kanserli hastaların tedavisine katkı sağlamaktadır. Radyonüklid tedavilerde kanserli hücrelerin özelliklerine göre farklı uygulamalar yapılmaktadır.

Medstar Antalya Hastanesi Kanser Merkezi’nden Nükleer Tıp ve Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Akın Yıldız, kanser tedavilerinde Nükleer Tıp alanındaki uygulamalar hakkında bilgi verdi.

Tiroid kanserinde radyoaktif iyot tedavisi

Radyonüklid tedaviler içinde en yaygın olarak kullanılan ve bilinen, tiroid kanserinde uygulanan radyoaktif iyot tedavisidir. Halk arasında “atom tedavisi” olarak da bilinir. Uzun yıllardır uygulanan, başarısı ve güvenirliliği kanıtlanmış bir tedavi yöntemdir. Tiroid kanseri tanısı konulan hastaların büyük çoğunluğuna ameliyat sonrası geride kalan mikroskobik artıkların ortada kaldırılmasını sağlar. Nüks eden hastalarda da gerekirse, tekrarlayan yüksek dozlarda verilerek uygulanan bir yöntemdir.

Radyoaktif boncuklarla karaciğer tümörleri tedavi edilebiliyor

Karaciğer kanserlerinde hastalıklı bölgeye damar yolu ulaşılarak radyoaktif işaretli mikroküreler (boncuklar) verilmesi kanserli dokuyu tahrip edebilmektedir. Genellikle kanser ilaçlarından yeterli yararı görmemiş ve ameliyat şansı bulunmayan hastalarda tercih edilmektedir. Tümörü besleyen alana yerleşen radyoaktif boncuklar, tümör hücresini ve yakınındaki olası küçük yayılımları hücresel düzeyde ışınlayarak yok edebilmektedir. Hastaların yarıdan fazlasında tedaviye yanıt alınabilmekte, yaşama süresine katkı sağlanabilmektedir.

Nöroendokrin tip kanserlerde tedavi yaşam süresini katkı sağlayabiliyor

Nöroendokrin tümörler (NET) adı verilen mide, pankreas, barsak, tiroit, akciğer gibi birçok organ kökenli olabilen kanser türünde radyoaktif tedavilerden yararlanılmaktadır. Peptid reseptör radyonüklid tedavi (PRRT) olarak isimlendirilen tedavide somatostatin denilen reseptörler hedeflenir. Tedavi öncesinde PET/CT rehberliğinde bu reseptörlerin yaygınlığı, metastazların varlığı saptanır, verilecek tedavi dozu için planlama yapılır. Radyoaktif peptidler hedeflenen hücrelere tutunarak yüksek miktarda ışın yayarlar ve kanserli hücreleri tahrip edebilirler. Cerrahi şansı olmayan, tümörün vücuda yayıldığı ve kemoterapinin yanıt vermediği hastalarda uygulandığında, üç hastadan birinde tedaviye yanıt alınabilmektedir.

Ağrı tedavisi ile hasta konforu sağlanıyor

Kemiğe yayılmış kanserlerde kemik ağrısı radyoaktif tedavi ile giderilebilmektedir. Yaygın kemik metastazları nedeniyle ağrı kesicilerin yeterli olamadığı ya da yan etkiler yüzünden bu ilaçların kullanılamadığı durumlarda etkin bir tedavi yöntemidir. Samaryum 153 radyoizotopu uygulanan bu tedavi ile hastaların ağrı kesici kullanımı azalmakta, daha konforlu bir yaşam sağlanmış olmaktadır. Yöntem özellikle prostat ve meme kanserinde etkilidir. Tedavi sonrası ağrılar zaman içinde azalarak 2-3 aylık ağrısız yaşam dönemi sağlanmaktadır.

Çocukluk çağının bazı tümörlerinde radyoaktif tedaviler etkin olabiliyor

Bir çocukluk çağı tümörü olan nöroblastomanın tedavisinde radyoaktif iyot ile bağlı MIBG denilen maddeler kullanılmaktadır. Bu tedavi ameliyat şansı olmayan hastaların üçte birinde katkı sağlamaktadır.

Lenf düğümü kanserinde de kullanım alanı var

Düşük dereceli lenf düğümü kanserinde diğer tedavilerle yeterli yanıt alınamayan seçilmiş olgularda radyonüklid tedavi seçenek olabilmektedir. Radyoaktif maddelere bağlı anti-CD20 antikor kanserli hücrelerde bulunan hedeflere yönlenmekte ve mikroskobik ve yüksek düzeyde ışın yayarak, hücreleri tahrip etmektedir. Olguların yarısından fazlasında tedaviye yanıt alınabilmektedir.