POPÜLER YAZILAR
EN SON YAZILAR
EN SON HABERLER
CHECK UP RANDEVUSU AL

SAĞLIK REHBERİ

 

Toplumun yüzde 30'unda görülen horlama, hastalık olarak kabul edilmiyor ve önemsenmiyor. Ancak vücudun oksijensiz kalmasına neden olan horlama veya uyku apnesi tüm vücut sistemini etkiliyor. Ayrıca birçok hastalığın habercisi olabileceği için, horlayan kişilerin tedavi için bir uzmana başvurması büyük önem taşıyor. Medstar Antalya Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü uzmanları, toplumda sık görülen horlama ve tedavisi hakkında bilgi verdi. 

Uykuda nefesiniz duruyorsa…

Horlama; küçük dil, yumuşak damak ve dil kökü bölgesinde kasların gevşemesi ile bu alandaki dokuların uyku sırasında aşırı titreşmesi ve birbirine çarpmasıyla nefes alış veriş esnasında gürültülü ses oluşmasıdır. Uyku apnesi ise, nefesin en az 10 saniye süre ile durmasına denir. Hipopne hava akımının kısmi kesilmesi olarak tanımlanır. Tıkayıcı uyku apne hastalığıysa, uyku sırasında üst solunum yollarında tekrarlayıcı tam veya kısmi daralma olmasından ve sıklıkla kan oksijen doygunluğunun azalmasından kaynaklanmaktadır.

Uyku apnesi birçok hastalığı olumsuz etkileyebilir

Bu hastalarda gece istenen uyku derinliğine inememe sonucu sabahları yorgun uyanma, dikkat ve konsantrasyon problemleri, gün içinde uyuklama isteği, cinsel isteksizlik, kilo vermede zorluk, baş ağrısı ve ilerleyen dönemlerde kişinin sosyal yaşamını da etkileyen sinirlilik, kişilik değişiklikleri ve depresyon şikayetleri meydana gelir. Tıkayıcı uyku apne sendromu ileri düzeyde ise kandaki oksijen düzeyinin düşmesi nedeniyle yüksek tansiyon,  kalp hastalıkları, şeker hastalığı, felç, akciğer hastalıkları gibi son derece önemli hastalıkları olumsuz etkilemesi söz konusu olabilmektedir.

Hastaların yaşam koşullarını düzenlemesi gerekiyor

Hastalığın tedavisinde öncelikle hastanın kilo vermesi, yaşam koşullarını düzenlemesi, sigara ve alkolü bırakması önerilmektedir. Tedavi yöntemi belirlenirken kulak burun boğaz muayene ve PSG test sonucu ayrıntılı değerlendirilmelidir. Cerrahi tedavinin uygun olmayacağı düşünülen hastalara genellikle basınçlı hava maskesi veya ağız içi aparatlar önerilir. Cerrahi gereken hastalarda ise amaç, hava yolunda tıkanıklık oluşturan yapıların gerginleştirilmesi, alınması, küçültülmesidir. Faringoplasti ameliyatında küçük dil, yumuşak damak ve bademcikler çevresindeki dokulara yeniden şekil verilerek hava geçişi için daha geniş alan oluşturulur. Bu ameliyat sonrası 2-3 gün hastanede yatış sonrası hastaları taburcu edilir. Günümüzde bu ameliyatlar uyku apnesinin cerrahi tedavisinde en sık kullanılan yöntemlerdir.

Dil köküne yapılan ameliyatlar hastaları rahatlatıyor

İleri düzeyde horlama şikayetlerinde, dil köküne yönelik ameliyatlar da yapılabilmektedir. Dil kökünden doku çıkarılması, dil kökünün sütürlerle çeneye asılması veya radyofrekans ile dil kökünün küçültme işlemleri gerçekleştirilir.  Ayrıca; büyük bademciklerin alınması veya küçültülmesi, geniz etinin alınması, burunda kıkırdak-kemik eğikliği varsa deviasyon ameliyatı, burun etlerinde büyüme varsa radyofrekans yöntemi ile ya da cerrahi olarak küçültülmesi, çene yapısında bozukluk varsa çene kemiklerinin pozisyonunu düzeltici cerrahiler uyku apnesini tedavi etmek amacıyla kullanılmaktadır.